- bedbin
- 波́ s. ve zf. 悲观的; 悲观主义的: Bu kasabadan bedbin ayrıldı. 他绝望地离开了这个小镇。◇ \bedbin etmek 使悲观, 使失望 \bedbin olmak 失望: Annesmin İstanbul'a indiği günler bedbin oluyordum. 我母亲去伊斯坦布尔的那些日子里我一直很悲观。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
bedbin — sf., Far. bed bīn Kötümser Onu tanımasaydım insanlık hakkında bedbin bir fikir taşıyarak hayattan geçecektim. Y. K. Beyatlı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bedbin etmek bedbin olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedbin olmak — üzülmek, karamsar olmak, ümitsizliğe düşmek Annemin İstanbul a indiği günler bedbin oluyordum. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedbîn — (F.) [ ﻦﻴﺑﺪﺑ ] kötümser, karamsar … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
BEDBİN — f. Kötü görüşlü. Ümidsiz. Her şeyin fena cihetini görmek isteyen. Bed ve fena görüp, beğenmez, istihsan etmez olan. $ sırriyle $ kaidesinin sırriyle $ gayet kısacık bir meâli: Sözleri dinleyip en güzeline tâbi olup fenasına bakmayanlar, hidâyet i … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bedbin etmek — üzmek, karamsarlığa sokmak, ümitsizliğe düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötümser — sf. Her şeyi kötü yanıyla ele alan, her durumu karanlık gören, hep en kötüyü bekleyen, kötüye yorumlayan, karamsar, bedbin, pesimist, iyimser karşıtı Günlerimi neşeli ve hülyalı iki kısma ayıran iki tabiatım, kötümser ve iyimser, iki felsefem… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karamsar olmak — kötümserliğe kapılmak, bedbin olmak İşsiz geçirdiği her gün biraz daha karamsar oldu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük